Manisa Celal Bayar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Araştırma Görevlisi Betül Aydoğan, Manisa’nın Salihli ilçesinde yaşayan Kazak Türklerinin atasözlerinde kaynağını hayvan adlarından alan metaforlar analiz etti. Ortaya ilginç atasözleri çıktı. İşte Salihli Kazak Türklerinden gelen atasözleri…

Salihli Kazak Türkleri Atasözleri

Salihli Kazak Türklerinin zengin kültürel mirası, atasözleri aracılığıyla hayvanlar üzerinden yaşamın çeşitli yönlerini anlatıyor... İşte Salihli Kazak Türklerinin atasözlerinde sıkça kullanılan hayvan metaforları…

TÜYE, DEVE

Salihli Kazak Türklerinde Deve, farklı özelliklere atfedilmiştir. Örneğin, "nar" tek hörgüçlü deveyi, "atan" 4 yaşından büyük kısırlaştırılmış deveyi, "bota" deve yavrusunu ve "buwra" erkek deveyi temsil eder. İşte deve ile ilgili bazı atasözleri:

 “Tüyeniñ tanığanı japraq.”

(Devenin bildiği yapraktır.)

Anlamı: Sıradan insanların hayatı yiyip içmekten ibarettir.

“Tamırdan tüye sura qorgandan biye beredi.”

(Ahbaptan deve istesen korktuğundan kısrak verir.)

Anlamı: İnsan, ahbabının isteğini geri çevirmez. Ancak istenilen şey yerine bedeli, değeri daha az olan bir şeyle bu talebe karşılık verir.

Manisa’da büyüleyen gösteri! Manisa’da büyüleyen gösteri!

“Min tüyenin borşundan bir qulaqtın tınışı artıq.”

(Bin devenin borcundan bir kulağın sakinliği daha iyidir.)

Anlamı: Zengin olup sıkıntı içinde olmaktansa yoksul olup huzurlu olmak iyidir.

“Jük awırın nar köteredi, qaza awırın er köteredi.”

(Yükün ağırlığını tek hörgüçlü deve taşır, ölümün ağırlığını yiğit taşır.)

Anlamı: Güçlü, cesur insanlar ölüm acısına katlanır. Ölenle ölünmez…

“Söz awırın er köteredi, jük awırın nar köteredi.”

 (Sözün ağırlığını yani dil yarasını er taşır, yükün ağırlığını tek hörgüçlü deve taşır.)

Anlamı: Güçlü insan, tahammüllü olur. 

AT, KISRAK, TAY

At, kısrak ve tay da Salihli Kazak Türkleri atasözlerinde sıkça yer alır. İşte bu hayvanlarla ilgili bazı atasözleri:

“Jaman atqa jan bitse muynuna torsuq baylatmaz, aqılsızğa mal bitse jaqınına qoñşu qondurmaz”

(Kötü atın yelesi çıksa boynuna torsıq15 bağlatmaz, ahmak insan zenginleşirse yanına komşu kondurmaz.)

Anlamı: Sonradan zenginleşen ahmak, kibirli insan; çevresindekileri hor görür.

“At qosaqsız jügürmeydi.”

(At eşssiz koşmaz.)

Anlamı: İnsan, yalnız yaşayabilen bir varlık değildir. Sosyal dayanışma içinde yaşayabilir. Yalnızlık Allah'a mahsustur.

“Asıñ barda el tanıp berip jür, atıñ barda el tanı jelip jür.”

(Aşın varken halkını bil, onlarla paylaş; atın varken yurdunu tanı, dörtnala sür.)

Anlamı: İnsanlar, sahip oldukları değerli şeyleri kaybetmeden bunları halkının ve memleketinin yararına sarfetmelidir.

“Alwan alwan jüyrük bar, ӓline qaray jügeredi.”

(Çeşit çeşit hızlı koşan at (yüğrük at) var, gücüne göre koşar.)

Anlamı: Pek çok gayretli insan vardır. Ancak herkesin gösterdiği çaba aynı ölçüde değildir. Her insan kendi gücü yettiği ölçüde çaba gösterir.

“Jomart joqtuğun bildirmeydi, jüyrük toqtuğun bildirmeydi.”

(Cömert yokluğunu bildirmez, yüğrük at tokluğunu bildirmez.)

Anlamı: Cömert insan, ihtiyaç sahiplerine yardım eder; ancak kendi yoksulluğunu gizler.

ÎT, KÖPEK, İT

Salihli Kazak Türklerinin atasözlerinde ît “köpek, it” kelimesinin köpekgiller familyasına ait olan tazı, tülkü “tilki” ve qasqır “kurt” da kullanılmıştır. İşte atasözleri

“Daw izdegen jigiten ît artıq.”

(Kavgacı adamdan it yeğdir.)

Anlamı: Bağırıp çağıran insan, eylemli saldırıda bulunan insandan daha iyidir

“Kisige berseñ asıñdı sıylar senin basıñdı, îtge bersen asıñdı talap alar basıñdı.”

(İnsana aş versen sana saygı gösterir, köpeğe aş versen başını ısırır.)

Anlamı: İyilik yaptığın kişi sana nankörlük edebilir. Bu sebeple iyiliği iyilikten anlayana yapmak gerekir. Bu durumu, Türkiye Türkçesindeki “Besle kargayı, oysun gözünü.” atasözüyle ilişkilendirebiliriz.

“İt toyğan jerine, er tuwğan jerine otan deydi.”

(İt doyduğu yere, er doğduğu yere vatan der.)

Anlamı: Yiğit kişi için vatan, geçimini sağladığı yer değil doğduğu topraklardır.

QOY “KOYUN”- QOŞKAR “KOÇ”

Salihli Kazak Türklerinden derlenen atasözlerinin bazılarında qoşqar “koç” qoy “koyun” ve qozı “kuzu” sözcükleri geçmektedir.

“Qoşqar bolar qozınıñ tumsuqdarıña jun gerek, biy bolatın minezderi gen gerek.”

(Koç olacak kuzunun burnunda yün olur, bey olacak (çocuk) iyi huylu olur.)

Anlamı: İtibarlı olacak kimse çocukluğundaki huylarından belli olur.

“Qutu qonsa qoy egiz tabadı, qutsuz qonsa qoydu qasqır şabadı.”

(Uğurlu konuk gelirse koyun ikiz doğurur, uğursuz konuk gelirse koyuna kurt saldırır.)

Anlamı: Uğurlu misafir, ev halkı için hayırlıdır; uğursuz misafir ise ev halkının huzurunu kaçırır.

“Eldi ösekşi büldüredi, qoydu şartıq büldüredi.”

(Halkı dedikoducu mahveder, koyunu şartık26 mahveder.)

Anlamı: Dedikodu yapan insan, bulunduğu topluluğun huzurunu bozar.

QOYAN “TAVŞAN”

Manisa-Salihli Kazak Türklerinde ‘tavşan’ atasözleri…

“Asıqpağan arbamen qoyanğa jetedi.” (Acele etmeyen arabayla (at, öküz vs. arabası) tavşana yetişir.)

Anlamı: Sakin, kararlı, acele etmeden hareket eden kişi; ulaşılması zor olana, hedefine ulaşır. Bir diğer deyişle “Acelede nedamet, teennîde selamet vardır.”   

Muhabir: Özkan ÇELİK