"Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir"
Kim demiş bu sözleri.
Bu tanım M. Kemal ATATÜRK ün TÜRK Ulusuna ifade ettiği çağdaş devlet olmanın temelidir.
Dünyada çağdaşım, aydınlıkçıyım, demokrasiye inanmış, özgürlükçü demokrasi kavramını benimsemiş ulusların ulaşmak istediği ana hedefleri de budur.
Ülkemizde mutlak otorite rejimini kabul eden anlayışı çoktan aşmış bir ülkeyiz.
Halk seçimiyle, halkımızın arasından görevlendirilen milletvekillerimizin oluşturduğu meclis, ulusumuzun en büyük temsil yeridir.
Adı da Türkiye Büyük Millet Meclisidir.
Bu görev yerinden çıkan, milletvekillerinden hükümetler kurulmaktadır.
Meclisin ve hükümetlerin ana görevi halkını mutlu etmektedir.
Hükümetler, hükmeden demektir.
Kime hükmedecek?
Halkına mı?
Yoksa, insanları arasındaki toplumsal ilişkilerine mi?
Asıl egemen halk olduğuna göre, hükmetme anlayışı halkının istemine uygun olmalıdır.
Seçilmiş milletvekillerin, bakanların hatta başbakanların ana görevi,
Sokaktaki halkından.
Tarladaki çiftçisinden.
Madendeki işçisinden.
Mutfaktaki kadınından.
Okuldaki öğrencisinden.
Masa başındaki memurundan.
Üstün yanları olamaz.
Bu yıllarda toplum olarak büyük bir kriz geçiriyoruz.
Sağımız da, solumuz da, önümüz de, arkamız da hatta içimiz de bir yara var.
Bu yara durmadan kanıyor.
Bir türlü neşter vurulamıyor. Ameliyat yapılamıyor. Ameliyat yapılsa bile bir türlü dikiş tutturulamıyor.
Bu İSTİKLAL SAVAŞIN da böyle miydi?
Krizi çıkaranların amacı bellidir.
"Osmanlı olalım" diyerek yola çıktıkları aşikardır.
Olanaksız hayallerle halkımıza oyalamanın gerekçesi olamaz.
Eyyy… Halkım…
Ne çiçeğe fazla su verelim, ne de insanlara fazla yüz verelim.
Çünkü;
Bir çiçeğe ne kadar su verirsen, o çiçek kurur,
Bazı insanlara da değerinden fazla ilgi gösterip oy verirsen, o kişiler de kudurur.
Önemli olan, sorun aynı fikirlerde olup anlaşmak değil, sorunun farklı fikirlerde olup, birbirine saygı duyabilmektir.
İşte bu şekilde davranış gösterenlere, hatta davrananlara insan denir.
Halkıma diyorum ki;
Gidene söven, geleni öven, garibi döven, güçlüğü seven bu çağın düzeni değil mi?
Ah! Bu çağın düzeni !
Olmaz olsun böyle düzen.
Halbuki; M. Kemal ATATÜRK bu devlete özgürlüğüne kavuştururken, bu düzenin adına CUMHURİYET DÜZENİ demişti.
Şimdi neyiz. Ne olduk. Siz karar verin.
Esen kalınız efendim.