YIL Kasım 1920...
Manisa...
İşgalci Yunan ordusu geleli 20 ay olmuş.
Halk yorgun, bezgin, üzgün, canı sıkkın ve de öfkeli.
Manisa Mutasarrıfı(vali) Giritli Hüsnü bey(halkın
sonradan taktığı isimle "HÜSNÜYADİS"), itiraz eden albay
Vasıf beyi kovalatarak"aman Yunan katliam yapar, teslim
olalım" deyip tek kurşun atmadan Yunan Albay Çakalos'a
şehri teslim eden vatan haini, alçak!
***
İtiraz edenler, karşı koyanlar doğru hapishaneye..
Öldüresiye dayak, işkence, kırbaç..
Su yok, yemek yok, tuvalet yok."Açızz,suuu" diye feryat
eden insanlar..
Hapishane yeri şu anda restorasyonu yapılmakta olan
Hatuniye camisinin arkasındaki "KURŞUNLU HAN"..
***
Avlusu her gün yıkanıyor. İşkenceden mezbahaya dönmüş
vaziyette..
İğrenç kokudan, içeriden gelen feryatlardan dolayı hiç kimse
hanın önünden geçmek istemez.
Hatuniye camisi kapalı. Ne ezan var, ne de namaz kılabilen
cemaat.İçerisi Yunan ordusunun malzeme deposu yapılmış.
***
YIL kasım 1920.
Gördes..
Aynı günlerde Gördes'te Kuvay-ı Milliye'ye, çetelere yardım
ediyor, Efenin kayınpederi diye, Molla Mehmet efendi ve oğlu
Mustafa Yunanlı askerler tarafından cami meydanında şehit
ediliyor, Mollanın başı kesilerek ibret olsun diye meydan
camisinde bulunan kavak ağacının tepesine asılıyor.
Yaralanan diğer oğlu Kadir'i (AKKA)ise halk kaçırıyor.
Molla başsız gömülüyor. Oğlu Mustafa da parçalanarak aç
bırakılan köpeklere yedirilmeye çalışılıyor.
Esas öfke Yunan ordusunun belalısı "Parti Pehlivan Efe"
lakaplı Mehmet (BASKAK)'a..
Kendisi Molla Mehmet'in damadı.
Kendi çetesine katılan Gördesli Makbule Efenin, "Baş Efe"si.
***
İş bununla da kalmıyor.
Babasının ve kardeşinin ölüm haberini alarak akrabalarında
saklandıkları İzmir'den trenle Akhisar'a, oradan da eşek sırtında,
yaya Gördes'e (50 km.) gidecek olan efenin eşi Hatice, kızı
Kadire(10) ve oğlu Ahmet(7)ihbar üzerine Manisa garında
trenden indirilip, sürüklene sürüklene (cumhuriyet bulvarından)
vilayete doğru götürülüyor. Ve o tarihte hapishane olarak
kullanılan "KURŞUNLU HAN"a atılıyorlar..
Maksat "Pehlivan Efenin" teslim olmasını sağlamak.
***
Tecavüze uğramasınlar diye kendi ve kızının üzerine kendi
pisliklerini sürmek zorunda kalan, lağımdan beter kokan
insanlardan bahsediyorum.
Bit ve pirenin kum gibi kaynadığı bir yerden.
***
Not:
Kadire(UZ) benim anneannem.. Ahmet (BASKAK) büyük dayım..
Esir alınan üç Yunan subayı,12 Yunan askeri karşılığı
bazı mahkumlarla beraber 5 ay sonra serbest kalıyorlar.
***
YIL1965..
Manisa..
Halı tüccarı Hilmi UZ,yaz başı hasta hasta pazar günü
öğleden sonra torununu alıp Hatuniye camisine ünlü, meşhur
vaiz "İzmirli Halit hocayı" dinlemeye gider. Hava sıcak. Cami,
avlusu, şimdiki emekliler parkı, o zaman ki cumhuriyet meydanı
dahil tıklım tıklım dolu ve oturacak yer yoktur.
***
Manisa tarihinde bir ilk yaşanmakta, bugüne göre basit
sayılacak hoparlör sistemi kurulmuştur.
Tesisatı kuran da "radyocu İsmail efendi(KIZILELMA)..
***
Gölge olsun, nasılsa oradan da duyulur diye Hilmi bey
torunu ile beraber karşıdaki "KURŞUNLU HANA" girerler.
Hanın avlusunda 40-50 kişi oturmakta. Çarşı eşrafından
olan Hilmi beye yer verilir.O arada İzmir'den gelenlerde
vardır. Tanıştırılır. Aralarında bulunan genç bir hoca-vaiz
yerinden kalkar,Hilmi beyin elini öper, adını söyler..
FETULLAH GÜLEN...
***
Not: Hilmi UZ benim dedem. Yanındaki torunu da benim.
Radyocu (vatanperver idi) İsmail KIZILELMA ise R.T.Erdoğan'ın
Marmaris'te tutuklanması için talimat veren tuğamiral
Tezcan Kızılelma'nın babası.
1966 yılında da F.Gülen Kırklareli'den İzmir'e tayin edilmiştir..
***
YIL 2001 veya 2002...
Manisa..
Bir cumartesi sabahı. Yer yine "KURŞUNLU HAN"..
"Sohbet ve sabah kahvaltısı" na davet edildim.
Kendilerine "hizmet hareketi" diyen, sokak insanının
"Fetullah cemaati" dediği kişilerin çoğunlukta olduğu,
bir kaçta benim gibi cemaat dışından olanların olduğu bir ortam.
İçinde dinin alet edildiği, çoğunlukla dünya işlerinin, özellikle
cemaat içi ticaretin konuşulduğu bir kahvaltı söz konusu.
Bizden istenense, müşterek iş yapma teklifleri. Ama, amaç
"himmet" (sadaka-bağış)toplama. Tezgah büyük..
***
YIL Kasım 2017..
Türkiye....
İçlerinde sözüm ona Kuleli askeri lisesi, harp okulu mezunu,
Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu şerefli(?) Türk subayları,
Mustafa Kemal'in Harbiyelisi(?) denilen,eşleri ve çocukları
dahil 500'e yakın T.C. vatandaşının YUNANİSTAN'A İLTİCA
ETMİŞ olduğunu hepimiz öğreniyoruz..
Sebep?
"Fetullah Gülen hareketinin" üyeleri oldukları için..
***
Kim bu yarbaylar, yüzbaşılar, üsteğmenler?
Cemaatin el verip okuttuğu, kahraman ordumuzun "ŞEREFSİZ
EVLATLARI"!
Neden "alçak ve şerefsizler biliyor musunuz?
***
Herkes bu ülkeden,her şeyden kaçabilir, vazgeçebilir..
Lakin iki şey sizin peşinizi hiç bırakmaz.
TARİH ve ÖLÜM..
***
Hiç bir ŞEREFLİ,ONURLU Türk Evladı, hele Subayı, Harbiyelisi,
bırakın kaçmayı, bu iki ülkeye asla iltica etmez:
YUNANİSTAN ve ERMENİSTAN..
***
Tarih sadece kahramanları değil, aynı zamanda "KANSIZLAR"I
ve HAİNLER'İ de yazar.
Tıpkı "MUTASSARRIF HÜSNÜ(YADİS) SOYSUZU" gibi.
***
Çoğu insanımız bilmez.Kubilay vakasının "DERVİŞ MEHMET'i",
HÜSNİYADİS'in KARDEŞİNİN OĞLUDUR.
Bir devlet büyüğümüzün de dedesi olur, Derviş Mehmet.
Hüsnüyadis alçağı 1922'de Yunanistan'a kaçmış, orada
barınmak için Hristiyan olmuştur.Kayıtları Elefsis (Lavrion
DHKP/C kampının olduğu yer)kilisesinde mevcuttur.
***
"SAİD MOLLA"nın (Bediiüzzaman Molla Said değil) hayatını
araştırın. Bakın bakalım "PENSYLVANİALI"ya benziyor mu..
***
Yazının başlığı Neydi?
KURŞUNLU HAN..FETULLAH GÜLEN...YUNAN
***
İLAHİ TESADÜF...